Yok boy olarak değil :D
Yaşıtlarımdan falan hep uzundum ben.Bu yüzdendir ki hiç fotoğraf çekimlerinde ön sırada olamadım,boy sırasında geçtiğimizde hep sonlardaydım,boya göre oturma planı yapıldığında arkalarda olurdum."Gizem sağa kay","Gizem sola çekil","Gizem başını eğ" çağrıları en sonunda "eeeh ama" diye isyan etmemle son bulurdu..
Küçükken rahat büyüdüm ben ya..Kırsal kesimde büyümenin tüm rahatlığı vardı hayatımda-kırsal kesim dediğim yer Bodrum efem...Bodrumluyuz da evvelallah.Baba sülalem kuşaklarca Bodrumlu,ben de 7 yaşıma kadar orda büyüdüm.O zamanlar böyle miydi,beheey..Trafik lambası yoktu yahu.Bütün yollar çift yönlüydü.Evlerin çoğu yoktu...En yakın arkadaşımın evlerinin önü,o top oynadığımız,koşturduğumuz yer şimdi ana caddelerden biri oldu..
Hep böyle hayvancıl bir çocuktum,büyüdüm,hala hayvancılım..İlk köpeğimiz ben 2 yaşındayken gelmişti,dayımın Kıbrıs'tan getirdiği kaniş-terrier kırması Cincan...Akabinde hep köpeklerimiz oldu,bir kümeste tavuklarımız horozlarımız ve ördeklerimiz,evin içinde kuşlarımız,tavşanlarımız,balıklarımız ve dahi guinea pigimiz-Hint domuzumuz!
Orda burda kuzu severek büyüdüm ben.Bahçede salyangoz beslemeye kalktım...Tavuklarımızın yumurtalarına yılan dadandı,güvercinlerimize gelincik.Ayağımın altından arı soktu,gözümün kenarını kedi yardı..İnatla hayvancıldım!İnatla hayvancılım!
Dizlerim hep yara olurdu..Doğru düzgün hatırladığım ilk evimiz ikiz dubleksti,müstakildi.Kocaman bahçesi vardı.Yan komşumuzun oğluyla aynı okuldaydık.Çağsan...Dilini burnuna değdirebilen,bu muhteşem meziyetini yerli yersiz herkese gösteren enterasan bir çocuktu..Az koşturmadık bahçede,az düşmedik evin etrafını çevreleyen betonda.Az kanamadı dizlerimiz...Ama canımız yanmazdı öyle aman aman,hep düşerdik biz,nolcaktı ki..Tırmandığımız ağaçlardan da düştük,atlamaya çalıştığımız duvarlardan da.
"Bunu görürsen ellemeden bizi çağır olur mu?"
5-6 yaşında bir çocuğa bu ne için söylenebilir?Görüp de çağıracağı şey ne olabilir?
Akrep.
Yılan görmedim sanırım,sadece yılan delikleri olurdu arada bahçede,uzak dururduk o kadar.Ama akrep evin içinde bile olurdu.Ayakkkabıları silkeleyerek giyerdik,keza havluları da silkelerdik..Bir gün evde temizlk varken ben koltuğun arkasında evcilik oynuyordum (koltuğun arkasında ne işin var,hayret bi' şeysin kendim!).Bir baktım duvarda bir şey!Anneme gittim sakince,anlattım durumu,geldi öldürdü.Bu kadar!
Pikniklerimiz olurdu bizim..Hemen her arabanın bagajında sabit piknik seti olurdu.Küçük mangal,plastik kap kacak.Havaların güzel olduğu haftasonları (ki Bodrum'da bu nisan gibi başlar,ekim gibi biterdi) pikniğe giderdik 3-4 aile..Babalar mangal yakar,anneler yemekleri ve yer sofrasını hazırlar,köpekler etrafta koşar,biz yaramazlık peşinde olurduk!Ormana dalıp kozalak toplardık,ip atlar top oynardık...
Annemler ayrıldıktan 1 sene sonra İstanbul'a taşındık annemle.
Hayat değişti,artık kırsal hayattan şehir hayatına geçmiştik.Buranın da keyfini çıkartmayı öğrendim..Şehir hayatını yazmama gerek yok sanırım :)
Eee...Ben bunu yazmayacaktım ki..Ben küçükken yaptığım salaklıkları yazacaktım..Pöff..
-Babamın bir arkadaşını T-Rex'e benzetirdim.Cüsse itibarıyla değil efem,yüz anlamında.
-Ayın yüzeyindeki karartıları tek benim görebildiğimi zannederdim.
Aaa aklıma salaklıklarım gelmiyor yahu :D
Anneme sorayım bari.
Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa
Robin Goodfellow dedi ki...
küçükkken çok tatlıymışsın onu bunu bilmem.
22 Kasım, 2008 19:16
Jones dedi ki...
Ha şimdi tatlı değilim yani? :D
Sağol be :P
22 Kasım, 2008 19:18
Robin Goodfellow dedi ki...
şimdi küçük müsün?
23 Kasım, 2008 00:34