Efem bir süredir Bodrum'dayım,bir süre daha burada olacağım.
Hava güzel,İstanbul'la kıyaslarsam daha da güzel.Dün üzerimde bir kazak bir mont deniz kıyısında dolaştım mesela.Yağmur da olsa hava çok soğumuyor ama o gri gökyüzü çok görkemli görünüyor.Şu anda pırıl pırıl bir hava var.Papatyalar açmış,baharlar açmış...Doğada bir kendine gelme süreci başlamış.Ne yazık ki fotoğraf makinam bozuk olduğu için hiçbirini görüntüleyemiyorum :( Gerçi Nikon almaya karar verdim,eğer Bodrum'dayken alırsam (ki burdaki hiçbir Teknosa'da yok) çekerim bir sürü foto :)
Onun dışında hemen hepimizin 2 gündür gündemi olan THY uçağının düşüşü var tabii.
Herkes etkilenmiştir ama benim etkilenmem biraz daha farklı.
3 hafta sonra İstanbul'dan Amsterdam'a uçuyorum ve Schipol havaalanına iniyor uçak.
İlk uçağa bindiğimde 6 yaşımdaydım.7 yaşımdan beri tek başıma uçuyorum (12 yıldır).13 saatlik uçuş da yaptım,4 saatlik de,45 dakikalık da.Hava koşulları elverişsiz olduğu için (kaptanın anonsunda söylediği şekilde söylüyorum) daha da yükselmek zorunda kaldığımız uçuşlar oldu.Kötü havada da uçtuk...
Hiçbir zaman,hiçbir kaza haberinden korkmadım."Olacaksa zaten olur" diye biriyim,hala korkmuyorum.Sadece içim bir tuhaf oldu...Genel anlamda sağlam inen bir uçak,sadece 3 yerinden kırılan bir uçak ve şansa bak ki o kırılma noktasında oturan yolcular...
Ve şu ana kadar yazılan çizilenler doğruysa (ki ne kadarının doğru olmadığını gördük) pilotlar uçağı düzgün indirebilmek için,şimdi terimleri unuttuğum üzre,uçağın burnunu kaldırmışlar.Bu yolcular için şans arttırırken kokpittekilerin şansını düşüren bir hamleymiş ve yine yazılanlara bağlı olarak pilot(lar) kendi hayatlarını düşünmeyip yolcuları düşünmüşler.
Biz hemen dedikoduya başlarız...Yok tecrübesiz pilot indirmiş de kaptan toparlayamamış...Bir yorumda pilotlara alkol testi yapılmalı diye yazan birini okudum..
Onlar ölü,Allah aşkına,hikayelerini anlatamazlar ki!!Belki yolcuları için kendi hayatlarını gözden çıkaran bir ekipten bahsediyoruz...
2 gündür herkes pilot,herkes kule görevlisi,herkes uçuş uzmanı.
Halbuki herkes edebiyle beklese,yapılan araştırmalar sonuçlansa,ondan sonra tefe koysalar kaptanı.
Sonuçlar açıkladığında kaptan dışında bir sorun çıkıp kaptan kahramanlık yaptıysa unutulacak bu olay.Bir-iki gün belki "aa kaptan kurtarmışş" denecek,bitecek.Ama pilotaj hatasıysa uzayacak.Çünkü biz kötüyü konuşmayı severiz.Bir insan hayatını ortaya koymuşsa 1-2 günlük konuşma konusudur,alkışlanır,bir yerlerde bir parka/sokağa ismi konur biter.Ama o kişi hatalıysa,günlerce inmez medyadan.
Amerika'da uçağı nehre indiren pilotun olayını hepimiz hatırlarız.Adamların ne kadar sahip çıktığını da.
Şimdi merak ediyorum,bizim pilot da kahramansa,biz ne kadar sahip çıkacağız?
Hoş,kazanın akabinde ölü yok diye onlarca ailenin duygularıyla oynayan bir ulaştırma bakanımız var bizim,değil mi?
Bunun ne kadar ağır bir şey olduğunu bile anlayamayan.
Oğlunun/kızının bindiği uçak düşen,eli yüreğinde bir haber bekleyen anne/babalara önce ölü yok de.Sonra öldükleri ortaya çıksın...
Bir ulaştırma bakanı,ülkesinin uçağı düştüğünde,o ülke yetkilileriyle temasa geçip en azından yaralı ve ölüleri öğrenemez mi?Kendisi yapamasa bile görevlendireceği insan yok mu?
Olay sonrasında bile konuya hakim olmayan bir bakandı,değil mi kendisi?
(Bkz:Kanal D muhabiriyle konuşması,"olay yerinde ölen yok,yaralılar hastanede öldü" lafı.Kamuoyu bile en azından pilotların cesetlerinin kokpitte olduğunu bilirken...)
Ölenlere Allah rahmet eylesin,yaralılara geçmiş olsun...
Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa
0 kişi demiş ki:
Yorum Gönder