Hollanda izlenimleri

Ay evet şaka maka nerdeyse 1,5 aydır bu ülkedeyim.
Bir daha gelme gereği duyacağımı sanmıyorum.
Bazı ülkeler vardır böyle,tekrar tekrar gidebilirim,örneğin İtalya,örneğin Avusturya...Fontana di Trevi'ye yine bozuk para atarım aynı keyifle veya Stephansdom'un yakınındaki cafede yine kahve içerim...
Ama Hollanda,Amsterdam...I-ıh...

Tamam insanı çok yardımsever,valla bak.Yani ellerinden gelen yardımı yapıyorlar amaaa-aması var...Ama yardım istersen.Kendiliğinden yardım etme olayı yok.
Şöyle ki...
Queen's Day'de Türkiye'ye dönüyorum tatile...Trenle Schipol'e geldik.Bir omzumda laptop,bir elimde içinde çantamın ve kameranın olduğu poşet...29 kiloluk valizle boğuşup basamaklardan indirmeye çalışıyorum.Bir ucundan tut değil mi,cebelleşiyorum orda ben.Nerdee?Yanımdan dolanıp indi hepsi.
İstanbul'a indik,valizleri bekliyoruz havaalanında.Benim valizi gördüm,tam elimi attım banttan alacağım...Hop yanımdaki adam alıverdi.Yere bırakacak sanıp "teşekkürler" diyecekim ki şu havaalanlarında olan valiz taşıma arabama kadar götürdü,yerleştirdi,"ağırmış" dedi güldü ve gitti.Allah'ım dedim vatanıma hoşgeldim.
Elimde araba karşıdan karşıya geçeceğim.Havaalanlarında bilirsiniz trafik hiç kesilmez hep araba akar.Bekliyorum,ordaki polis memuru geçin dedi. Geçemem dedim güldüm yolu gösterdim.Arabalara baktı,trafiği kesip bana yol verdi.Havaş'ın şoförü hemen valizi aldı arabadan bagaja yerleştirdi,muavin arabayı kenara götürdü ben laptopı yerleştirirken yukarı.
Tamam belki bizim insanımız kaba saba ama soğuk değil!

Soğuk dedim bak diğer konuya geçiyorum.
Gerçekten genelde soğuk insanlar.Yani İngiliz'in soğukluğu falan halt etmiş -ki ben gördüm çok da soğuk değildir İngilizler'in bir kısmı (based on a true story-valla bak)..Ailede vardır bizim İngilizler İskoçlar...İsviçreli de var ona bakarsak..Hmm Alman da vardı..Birleşmiş Milletler gibi olmuş bizim sülale yahu..

Tamam çok kibarlar.Konuşma başlatırken mesela sorduğun her soruya yanıt veriyorlar.Tam da orda kalıyor işte olay.Sadece yanıt veriyorlar.Muhabbet geliştirme,efendim bir sohbet etme falan yok yok yok..Geldikleri gibi gidiyorlar.
Bizde Erasmuslularla konuşulur tanışılır,benim bile bizim okulda ayak üstü tanıştığım 2 İtalyan arkadaşım oldu-biriyle hala MSNde konuşuruz,1 Polonyalı arkadaşım Facebook listemdedir hala vs...

Hava dengesiz...Şimdi güneş var ya mesela,yarım saat sonra şakır şakır yağmur yağabilir,sonra tekrar güneş çıkabilir...Veya sabah kalktın hava yağmurlu di mi?Öğlen kısa kolluyla gezecek kadar sıcak olabilir...
İnsanlar sıcak görgüsüzü :) Nisanın ortasında parmak arası şıpıdık terlik üstüne bermudayla gezilir mi yahu?Ki havanın takribi 15 derece olduğunu düşünelim.Bizde bahar için 15 derece normaldir,"ayh sıcak oldu valla " lafı anca 20-25 derecelerde piyasaya çıkar,"çok sıcak" 30-35 derecelerdir...Bir Bodrumlu olarak 40 derece de sıcak ama bilindik bir derecedir benim için...
Ben montla gezerken yanımdan askılı tişörtlü-şortlu-şıpıdık terlikli hatunlar geçiyor yaa...

Şimdi haklarını vermek lazım ki ulaşım harbi rahat.Amsterdam burdan tek tren,1 saat.Schipol yine tek tren...Rotterdam'a veya Eindhoven'a 1 aktarma...
Şehir içi ulaşım da-en azından Amsterdam ve Ede'de- rahat..Amsterdam'da hemen her yere tramvay var zaten,Ede'de de otobüs.
Acayip dakikler...Otobüs saatleri 13.42 mesela...13.40 veya 13.45 değil,13.42...Ve gerçekten 42 geçe geliyor o otobüs,daha erken veya geç değil...
Ana durakta dijital ekran var otobüs saatleri için,gecikmeleri yazıyor +1 şeklinde...Evet evet,bir dakika gecikeceği belirlenmiş oluyor ve bu tabelaya yazılıyor.İstanbul'da 30-40 dakika "birazdan gelir" denilen otobüsleri beklemeye alışık biri olarak burdaki sistem hala tuhaf geliyor...Trenler de aynı mesela,16.03 treni oluyor..Tren ya tren,bizde vaktinde kalkanı var mıdır acaba?

İşte o tabela,tren ve otobüs saatlerine bakın :)



Nerelere gittim?
Hmm..5-6 defa Amsterdam'a gittim...
Şehirde yürüyerek gezmenin yanı sıra Artis Zoo (hayvanat bahçesi),Madam Tussaud,Bloemenmarkt (Çiçek Pazarı),Albert Cuypsmarkt (pazar),Waterlooplein pazarı gibi yerleri gezdim..Dam Meydanı'nda oturdum her gidişimde,Red Light District'e gittim :)
Rotterdam'a gittim;şehir merkezini,Erasmus köprüsünü vb gördüm.
Wageningen'e sık sık gidiyorum zaten,orda yaşadığımı göz önüne alırsak (petshop sahibiyle de ahbap olduk zaten :) ). Ayrıca "Kapadokya Dönercisi"yle de tanışıyoruz,öğrenciyim diye lahmacun falan alırken indirim yapıyor sağolsun :)
Ede merkeze gittim/gidiyorum.Cumartesileri pazar var,çok hoş bir elbise aldım kendime geçen hafta.Bu pazar da Agi'yle (Macar oda arkadaşım) beraber gideceğiz :)
Pazarlarında bile pet standı var,pes dedim :) Böyle tasma,oyuncak,biscrok-markies tarzı abur cuburlar (ki geçen gidişimde Selin'in bizzat gördüğü,Itır ve Handan'ın da fotoğaflarını gördüğü üzere çeşit çeşit bir sürü şey almışım..Napayım Türkiye'de hem bir kısmı yok hem olanlar pahalı .. :) ),Frontline falan satılıyor.

Ayy bir de Osman'ım var :)))
Osman,havaalanında uçağımı beklerken mağazalarda gezinirken rafta gördüğüm,tabir-i caizse aşık olduğum "almalıyım almalıyım" dediğim bir inekçik :)
İşte Osman :)

(Niye Osman?Çünkü markası Bosman'mış..Biz de Osman diyoruz)

Ha bir de Hannibal var..Kendisi sinekkapan olup,sinek yiyen bir bitkidir..

Bir aksilik olmazsa bu sefer dönerken ona kardeş götüreceğim...Dexter :)

Sonra mesela adi Pegasus izin verseydi kafayı kırmıştım şu tavşanı getirecektim...
Çok büyümeyen bir tavşan olan Lop tavşanı :) Burda 13€,Türkiye'de 150 milyon...


Ben yarım yamalak çekmeye çalıştığım için tam olmamış..İşte normal hali bu lop tavşanının (foto googledan bulunma:) )



Bu da elbisem :) Yakından daha güzel :)


Hadi bakalım,bu günlük bu kadar :)))

0 kişi demiş ki:

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa