Hollanda yolcusu

Yarın sabah Amsterdam'a uçuyorum.
3 ay Hollanda'dayım.Okul için.

Hollanda'daki hayatımı yazmak için ayrı bir blog açtım,sadece ordaki olayları yazacağım.Arzu edenler girip okuyabilir :)

www.hollandaguncesi.blogspot.com


Burayı da boş bırakmam ama:)
Yazarım yine bir şeyler.

Hadi bakalım,iyi yolculuklar bana :)
Herkes kendine iyi baksın.
Yazabileceğim ilk zamanda yazarım.

Öpüldünüz.

Veda Partim

Çok keyifli bir gece geçirdim dün :)
Bildiğiniz üzere bizim bir tabu/pictionary grubumuz var ve bazı cumartesiler buluşup sabaha kadar oturuyoruz.
Bu sefer biraz daha değişikti,zira dün gece bana "veda partisi"ydi.Salı günü Hollanda'ya gidiyorum ve 3 ay ordayım.O yüzden eksik olmasınlar ben gitmeden böyle bir şey yapalım dediler :)
Bol bol yedik,bol bol içtik,Selomla önce kolbastı oyna(yama)dık,sonra annem eşlik etti kolbastımıza :D
Önce İpoşum ve Selin'le kolkola girip Memleketim'i söylemeye başladık,"havasınaaa suyunaa,taşınaa toprağınaaa" diye,lay lay lay kısmına gelince herkes eşlik etmeye başladı.Selin bir "Ordaa bir köy var uzaktaaa" patlattı..
Akabinde Roman havasıyla oynadık,Mezdeke çaldık göbek attık...Lorke Lorke ile halay çektik,sonra yine halay çektik...
Twister oynadık,Selin'in üstüne düştüm :D
Tabu oynadık..Selin ben ve İpek aynı grupta olunca diyaloglar ona göre oluyor...
Şu gerçek bir anlatımdır mesela:
"Gizem Ede'deki doğal parkta ne var?"
"Geyik"
"Hah,ona benzer bir şey söyle"
"Ceylan"
"Evet"

Sonraaaağ pictionary oynadık :)
Veda pastasını kestik.Kendisini annem yaptı :))


Pasta kesip bir fasıl daha tıkındıktan sonra oyunları bırakıp uzun uzun muhabbete geçtik.
Kalktığımızda saat 06.20 idi,eve geldiğimizde hava aydınlanmıştı!

Çok eğlenceli çok keyifli bir geceydi,gelen herkese tekrar teşekkür ederim..

Sene-i devriye



Ah ah nasıl unuttum ben nasıll...
3 gün önce Lexine'imin operasyonunun birinci yılı doldu.
Benim küçük kuzum 1 sene 3 gün önce kalçasından operasyon geçirdi ve bugün çok şükür iyi.
4 aylıkken çekilen ilk pennhip,ardından kontrol zamanı başlayan aksaması ve çekilen 2. pennhipte displazi teşhisinin konması ve acil ameliyat denmesiyle başlayan sürecin; Güçlü Bey'e gitmemiz,"acil ameliyatlık bir durumu yok" demesi,"isterseniz 2 yaşına kadar bekleyelim,isterseniz tedbiren altın implantasyonu yapalım" demesi,tedbirimizi alıp implantasyona karar vermemiz ve operasyon olmasıyla bitmesinin üzerinden bir yıl geçti.

Üzüntülerimizin,endişelerimizin,kuzumun ve dolayısıyla bizim çektiğimiz acıların üzerinden bir yıl geçti.
Anestezilerden ayılmanı beklemelerimizin,anestezinin etkisindeyken yürüyemediğin için yağmur altında kucağımda arabaya taşımamın,2 katı kucağımızda çıkartmamızın üzerinden bir yıl geçti.
Farklı sevinçler yaşattın bize bir yılda..Yatağa zıplabiliyorsun diye sevinçten ağladık,ilk kez arka ayaklarının üstüne kalktığında mutluluktan kahkahalar attık...
Bugünümüze çok şükürler olsun.

Allah neşeni ve sağlığını daim etsin güzel kuzum benim.
Allah seni annene ve bize bağışlasın kuyruklu itim.
İyi ki varsın güzel kızım,danam,eşek sıpam.
Hep iyi ol.
Hepimize tekrar geçmiş olsun.

Arayanı yakarım!

Yuhh diye girmek istiyorum lafa!
Biraz önce hattımı yurtdışı aramaya açtırdım.
Malum öğrencilik dolayısıyla hat kontörlü.

Efem eğer ben ordan Türkiye'yi ararsam dakikası 52,evet evet 52 kontörmüş.Eğer Türkiye'den beni ararlarsa dakikası 24 kontörmüş,sms ise 10!

Bu bilgiler ışığında Hollanda'dayken Turkcell hattımdan beni arayanı yakarım!

Uzun zamandır google aramalarını yazmamışım.
İşte son zamanlardaki aramaların bazıları :)

akvaryumda kiraz karides
Çok keyifli,valla :)
Ama kiraz karidesler çok iyi saklanıyor ve sık bitkili bir akvaryumunuz varsa görmeniz zor olabilir.Onun için tavsiyem kirazla beraber amano da bakmanız -üretim amacınız yoksa.Amanolar hem kirazlardan daha büyük hem daha hareketli ve saklanmıyorlar :)

ayrıldığın sevgiliye nasıl davranmalı
Nasıl ayrıldığına bağlı şekerim.

beni yanlis tanimisim
İnsanın kendini tanıması güzel şey tabii :)

bodruma gittiğimizde nereleri gezmeliyiz
Hmm..
Bodrum Kalesi tabii ki ilk önerim.
Onun dışında Bodrum'un güzel koyları var,oraları gezebilirsiniz.
Gümüşlük'te mesela açıktaki Tavşan Adası'na kara köprüsü vardır.Sular çekilince,suyun altında kalan antik Kral Yolu suyun üstüne çıkar.
Tekne turu yapabilirsiniz;Karaada,Meteor,Tavşan Burnu,Camel Beach gibi belli başlı yerlere uğrar.

breaking dawn öpüşme sahnesi oku
Öpüşme sahnesi oku?
Senaryosunu falan mı okuyacaksınız?
Yoksa sahne nasıl okunur bir fikrim yok :D

cristinanın sevgilisi
Juan Antonio..Yani Javier Bardem.

erkeklere sokulan laflar
Yorumsuz yani :)

g frijit jones günlüğü
Ah yavruum,ah canııımm..Adımla aramış,yirim seni :)

günlük küfürler
Hmm..Küfürleri günlük küfürler ve bayramlık küfürler olarak ikiye mi ayırıyoruz?

ha ha nagila dinle
Ha ha nagila değil o,Allah iyiliğinizi versin! :)))

hafifi küfürler aq gibi
Aq hafif küfür mü?
Ha tabii her dakika dilinizde olup her yerde kullanınca hafif küfür oluyordur artık!

kaşarlı makarna nasıl olur
Güzel olur.

only unfulfilled love can be romantic
Evet,Vicky Cristina Barcelona'dan :)
Güzel laf di mi?

ricky martinin un dos tree şarkısının sözleri
Un dos tree?
Allah sizin de iyiliğinizi versin :)

sex.sevişmesini.öğrenmek.istiyorum
Sex sevişmesi..Bu da yeni bir terim oldu.

tabu gecesi
Hıhı yapıyoruz biz..
Pek de keyifli :)

ukrayna kimin şarkısını dinle
Bilmem,kimin istersen onun şarkısını dinle :)

yorgunum ve tatile ihtiyacım var cümlesinin ingilizcesi
I'm tired and I need a vacation.

şeyim crazy yeah küfürü
Hahaha böyle bir küfür mü var??

Santo Dio!

Vallahi yaptım! Hahahayt :)Image and video hosting by TinyPic
Ay sondan başladım di mi anlatmaya :)

Efem tee şubat ayının sonunda,Hollanda için danışman hocamla görüşmeye gittiğimde,İtalya'dan bizim okula gelmiş olan bir değişim öğrencisiyle tanışmıştım.
"İtalyan" İtalyan değildi,daha ziyade şu sevimli İtalyanlar'dandı.
Ben pek tabii "böyle şans mı olur,3 yıldır bu okuldayım denk gelmedim,tam tanıştım ben gidiyorum" durumu içindeydim,araya tatil girdi,unuttum.

Geçen gün yine evrak işleri için okuldaydım,tam kapıdan çıktııım,merdivenlerden indiiim..Ana!Bahçede elinde çayla bankta oturuyor!
Gittim yanına "hii" diye (hii değil tabii "hello" mealindeki "hi").
Konuştuk bir süre,okuldan,derslerden,İtalya'dan,İstanbul'dan falan.Kaçıncı sınıfta olduğunu sordum...
"It's my 8th year" dedi (8. yılım dedi)
Hö oldum,güldü.
2 yıl okumuş,4 yıl okuduğu meslekte çalışmış neler yapabileceğini öğrenmek için,sonra tekrar okula dönmüş,2 yıldır devam ediyormuş okulu.
"So how old are you?" dedim."28" dedi,2. hö vakasını yaşadım.Allah seni inandırsın hiç göstermiyorsun dedim...Yalan,demedim tabii nasıl diyeyim bunu,"God make you believe" diye mi..28 yaşında gibi görümüyorsun,daha genç görünüyorsun dedim.
Neyse efendim bir süre daha konuştuk,benim 2 hafta sonra Hollanda'ya gideceğimi anlattım.
Ders arası bitti gitmem lazım dedi.Memnun oldumlaştık,gitti.

Ah salak ben dedim,yine kaçırdın muhabbet fırsatını.
(Yine:Selin'in yakınen bildiği gibi 112 nolu otobüste bir fırsat kaçırdım peh peh...Aslında bakacak olursak 2 fırsat kaçırdım..Daha da Davos'a gelmem...aman,112ye binmem hihh :P )
Selin'e mızmızlandım biraz,"ya şansa bak yaa,tam gidiyorum tanışıyoruz yaa,bu ne Seloo" içerikli bir telefon konuşması yaptık,"olsun hayatım bak Hollanda'ya gidiyorsun" dedi sağolsun bi tanem,yatıştırdı beni.
(Selo valla seviyorum seni...İyi ki varsın yavruş :) )

Dur dedim,biraz oyalanayım,ders biterse valla billa msnini isteyeceğim en azından msnde konuşurum.İngilizce pratik İngilizce pratiktir değil mi ama :)
Oyalandım,arkadaşlarımı gördüm onlarla konuştum.

Dersten çıktı-lar.Bir grup halinde.Biraz bekledim gruptan ayrılsın diye,yok anacım,durmuşlar bahçede konuşuyorlar.
E sabaha kadar bekleyecek halim yok.
"Hadi" dedim kendime,"kaybedecek bir şey yok,zaten 2 hafta sonra gidiyorum."
O kalabalık erkek grubuna "daldım"; "pardoon" , "affedersiniiz" diye diye ulaştım kendisine.
Biraz ileriye çağırdım,dedim böyle böyle.Eğer sakıncası yoksa ve kullanıyorsan msnini verir misin dedim,"sure" dedi,verdi.Verirken de yok soyadındaki "i" burda "ı" olarak yazılmış onu anlattı,yok öğrenci kimliğindeki hatayı gösterdi,şudur budur.

Velhasıl ay evet yaptım,vallahi yaptım!
10 kişilik gruba dalıp birinin msnini aldım.
(Yok msn almayı ilk defa yapmadım,gruba dalıp almayı ilk defa yaptım :) )

Sonrası?
Tabii ki Selin'i aradım :D :D

Gelelim bugüneee...
Yine evrak işlerim için okuldaydım.
Giyindim,saçıma bant taktım vee sıkı durun ruj sürdüm :D
Bu benim için büyük bir şey çünkü makyaj yapmam :) En son makyajı lise mezuniyetimde göz kalemi-far-ruj-allık olarak yapmıştım,düşünün..Çok nadirdir böyle kendiliğimden ruj sürmem :)
Pek de rahatım makyajsız,sözüm meclisten dışarı ama suratına badana yapanları da anlamam.Hafif bir makyaj veya yerine göre arada ağır bir makyaj tamam da boya küpü olanlara ben şahsen "yuh bu makyajla böyleyse makyajsız bu kadına bakılmaz" yorumu yapıyorum :) Hayır yani öyle harika bir tenim olduğunu da düşünmeyin,normal bir Havva kızıyım :)
Ay neyse makyaj değildi olay...
Sabah 09.30dan 15.30a kadar okulda koşturdum-süründüm.
Tabii o sabahki dinçlik falan kalmadı.
Sabah gayet güzel olan saçlarım terden alnıma yapıştı,ruj silindi gitti,suratta tam 4 saat bir imza için beklemenin siniri/sabırsızlığı,fakülte-rektörlük arası koşturmanın ve fakülte içinde hareket halinde olmanın yorgunluğu var,kazağımın bir tarafı yukarı toplanmış kalk gidelim diyor,diğer tarafı bok yeme oturalım diyor...
Sen tut o halimle gel karşıma!
Şans yani ne diyeyim.

Cem Yılmaz'ın Penguen Dergisi'nde çıkmış bir yazısıymış.
Düşününce gerçekten öyle :))
Ben birkaç örnek daha buldum,aklınıza gelen olursa ekleyin siz de :)


Bu hafta, şarkı sözlerindeki "sevmek" fiilini incelemek istiyorum izninizle. Çünkü son zamanlarda farkettim ki "sevmek" fiili şarkı sözlerinde asla "sevmek" fiili olarak kullanılmıyor sevgili Penguen okurları. "s..mek" yazamadıkları yerde dayıyorlar burnumuza "sevmeyi"... Ama açık söyleyeyim sadece Türk Pop müziğinde yok bu teşbih... Bizler "Sevmekten kim usanır/tadına doyum olmaz" şarkisini dinleye dinleye büyümüş bir kuşağız. Değiştirin bu iki fiili öyle okuyun bakalim şarkiyi. Daha anlamli olmuyor mu?... Oluyor...

Fakat sevmek fiilini müstehcen fiilleri gizlemek için kullananlar çoğunlukla kadın şarkıcılar ve söz yazarları olmuş nedense. Sezen Aksu'nun başını çektiği bu kadınlar topluluğu sevmenin altından girip üstünden çıkmışlar... Bakın şimdi Sezen Aksu'nun yazdiği su şarki sözüne: "Al beni kanatlarında götür bu gece, Uçurup diyar diyar sev beni, sevilmediğim kadar" masum bir sevgi kastedilebilir mi bu cümleler içersinde? Değiştirin fiili öyle okuyun. Bana hak vermezseniz dişimi kırarım.

Bitmedi, Alın bir Sezen Aksu şarkısı daha: "Nasıl istedim deliler gibi, sayıkladım hep sıcak nefesini, gel ne olursa olsun son defa sev beni" Söyleyin allahaşkına gariban sevmek fiiline "son defa" diye ekleme yapılabilir mi? İnsan birisinin sıcak nefesini sayıklarken masumane bir sevgiyle diner mi bu ayrılık...?

Bir "azgın" şarkıcı da Bendeniz... "Usandım bu kaprislerden, Seveceksen sev hadi gülüm, Tuzağına böyle düşmüşken" .... Tuzağa böyle düşmüş birine ne yapar bir erkek? Bilenler bilmeyenlere anlatsın allahaşkına. Hadi diyelim Bendeniz marjinal bir kızımız. Ya en aklı başındalara ne demeli? Dünyalar tatlısı Candan Erçetin'e bakın hele: "Korkarım tanışacağız seninle, Birkaç film seyredeceğiz belki de, Ellerim tanışacak ellerinizle, Seveceksiniz beni uzun uzun" Bana kimse hikaye anlatmasın kardeşim. Çünkü hikayeyi anlatanlara sorarım: "Beni ne kadar seviyorsun Kazım" sorusuna "uzun uzun" cevabını almışlar mıdır hayatları boyunca.

Hele hele Funda Arar hanım kızımıza ne demeli? "Rüzgarındayım savruldum, sevmezsen öleceğim..." diyor alenen.. Şimdi bunların tümü kadın olduklarından ve bu toplum kadınlara baskı uygulayan bir toplum olduğundan çıkıp "valla benim şarkılarımda 'sevmek' fiili 's..mek' yerine kullanılmamıştır" diyenler çıkabilir ama erkek olduğundan Kenan Doğulu kardeşim diyemez. "Son bir kez sev bu gece / Çekinme gel evime" şarkının adı ne?
"Bir kereden bir şey olmaz"
Pardon yani.......

------
Benim aklıma gelen örnekler ise şunlar:
Nilüfer:
Yine bana gel
Yana yana yine beni sev
Hadi beni yine sev
Beni deli deli sev
Beni yine yeni yeni
Yine yeni yeniden sev

(Sev yerine s.. koyun)

Athena:
Beni gerçekten sevdiysen söyle
Asla hayır deme
Herkese bahset
Senden benden bizden...

Kimin söylediğini unuttum:
Beni sevmek aah
Yürek ister aah
Sevemezsin ah,sevme demedim mi?
(...)
Bir daha seversem eğer
Tövbe,tövbeler tövbesi dersin

Konu uzun!

Efem geçen hafta Hollanda'ya gidecek diğer Erasmus öğrencilerinin hangi ülkelerden olduğunu öğrendim.
Yazıyorum:
Gana
Kenya
Endonezya
Türkiye
Romanya
Macaristan
Estonya


Görüldüğü üzere gitti benim gelsin İtalyanlar gitsin İspanyollar,araya çeşni olarak Yunanlılar Portekizliler hayallerim..Kültür bakımından benziyoruz ya,o yüzden yani.Hemen yanlış anlamayın canım,özellikle İtalyanların yakışıklılığıyla hiiç alakası yok konunun,peh!

Fekat bu ülkeler başlı başına geyik konusu oldu!
Itır,Selin ve Begüm'le bir muhabbet dönüyor ki...

Özellikle Gana ve Kenya gibi Afrika ülkeleri üzerine belden aşağı bir muhabbet hızla dönüyor.
"Ooo Afrikalılar da varmışş"
"Hadi iyisinn"
"Dikkat et he"
cümleleri en masumları.
Afrikalıları duyanların yüzünde müstehzi bir gülümseme oluyor (okurken sizde de oldu görüyorum,inkar etmeyin).

Özellikle Selin'le Cem Yılmaz'ın zenci esprilerini feci uyarladık duruma..
Onun malum,gösterilerinden birinde aşağı yukarı şu monolog geçer:
"Köşe yazarlarından biri yazmış,"gösterisi çok pornografikti.Zenci pipisi bitti zenci pipisi" diye.Dedim ulan konu uzun,ben napayım?"

Konu hakkındaki diğer Cem Yılmaz esprilerinin bir kısmı aşağıdaki videoda var,izleyin gülün :))

Afrikalılar hakkındaki bu genel muhabbete annem babam bile katıldı ya,ben daha napayım? :)

Gelen ülkelerden Gana,Kenya ve Endonezya bünyemde biraz sarsıntı yarattı.Ben kendimi hazırlamışım Marco'ya Roberto'ya,efendim Yorgo'ya...Hadi hiç değilse bir Ivan'a ne bileyim Louis'ye de razıyım...Bu arada saydığım isimler erkek ismi ama valla niyetim kötü değil :) 3 ay beraber olacağız (ayy bu kötü oldu yahu)..Yani 3 ay beraber okuyacağız,bari gözüm gönlüm açılsın dedim..
Macaristan ve Romanya teselli ikramiyesi oldu.
Estonya'da 3 tutturmuş gibi oldum.
Google'da şöyle bir baktım da (ay ayy kirli çamaşırlar döküldü ortalığa) Estonyalılar da fena değil..Slavlar neticede.Artık nazdrovya diye diye votka içeriz.Nazdrovya Rusça gerçi ama idare etsinler artık,napayım bir de Estonyaca mı öğreneyim hihh..

Sonra düşündüm de,İtalyan olsun,İspanyol olsun,Rus olsun,bunlarla zaten tanışma imkanım olur.Ama Kenyalı'yı Endonezyalı'yı nerde bulurum?Güzel,değişik bir tecrübe olacak benim için.

Bir de şu belaltı muhabbetleri bitirsek :D

(Cem Yılmaz'ın zencilerle ilgili espriler..+16 veya +18 diyeyim mi,bence diyeyim.Dedim bile)

Efsane geri döndü

Efsane ben oluyorum :P

İstanbul'a döndüm de..haber vereyim dedim :)

Dönüşte uçak yolculuğumun ilk 15 dakikası biraz zor geçti.

Alandan kalktı uçak,yükseliyor ama nasıl sallanıyor... Arada hafif yan yatıyor,küçük boşluklara girip şööyle bir alçalıp yeniden yükseliyor.Dışarsı göz alabildiğine gri...Uçak titriyor bir yandan.Hah dedim,"Bodrum'dan kalkışından on dakika sonra düşen uçak" diye manşet olacağız.
Herkes yüzünde sahte bir gülümsemeyle oturuyor.O uçuşlarda hakim olan rahatlık pek yok,insanlar her sallantıda etrafa bakıyor.

(Temsili foto)


Derken bir boşluğa girdik ve uçak 5 saniye kadar sanırım,irtifa kaybetti.
İşte o an farkına varmasak da Hollanda kazasının hepimizin aklında olduğunu anladım.
İnsanların yüzünde bir endişe belirdi bir anda,uçuşa alışık olmayanların hafif panik.
Beş saniye okurken kolay geliyor ama lütfen içinizden 5 saniye tutun ve bu süre boyunca içinde olduğunuz uçağın alçaldığını düşünün.

Hayatımda ilk defa bir uçakta acil çıkış kapısı oturduğum yere göre nerdeymiş diye baktım.
İnsan kendini çok çaresiz hissediyor.
Sanırım bu en kötü uçuşum olacak,derken uçak o gri bulutların üstüne çıktı ve hava şartları düzeldi.Ondan sonra gönül rahatlığıyla oturdum ve normal seyir gerçekleşti.

Bu arada ben hiçbir uçuşumu bu kadar uzun uzadıya anlatmam,"iyiydi" veya "fena değildi" der geçerim,biraz endişelenmişim sanırım :)

Danalarımı pek özlemişimmmm...



Selinim akvaryumuma salyangoz hediye etmiş,kendisine burdan kocaman öpücükler gönderiyorum :)

Vallahi öyle.
Aşağıdaki resimlere bakarsanız göreceksiniz.

(Fotoğraflar Hürriyet'in fotogalerisi'nden alınmıştır
Fotoğrafların tamamı alınmamıştır,bir kısmı alınmıştır)

Shakira&Beyonce


Angelina Jolie&Megan Fox


Roseyln Sanchez&Nicole Scherzinger


Helena Christensen&Cameron Diaz


Eva Mendes&Cindy Crawford


America Ferrara&Jordin Sparks


Elijah Wood&Daniel Radcliffe


Ve bu da başka bir çift yaratılma.Acayip benziyorlar.
Yine Hürriyet'ten.

KRALİYET AİLESİNİN ZEVKLERİ DE BENZER

Birinin 25 yıl önce yaşadığını diğeri 2000'li yıllarda yaşıyor. Bu iki kadının dikkat çeken ortak noktaları ise her ikisinin de bir prensin kalbini çalması ve şaşılacak derecede birbirlerine benzemeleri. Biri diğerinin 25 yıl sonraki hali, diğeri de daha yaşlı olanın gençliği sanki...

İngiltere Kraliçesi'nin ortanca oğlu Prens Andrew'nun 1980'li yıllarda ilişki yaşadığı Koo Stark ile Prens Charles'ın büyük oğlu Prens william'ın kız arkadaşı Kate Middleton arasındaki benzerlik gerçekten de insanı şaşırtacak türden. Bugün artık olgun bir kadın olan Stark tıpkı Middleton gibi 27 yaşındayken Prens Andrew ile bir aşk ilişkisi yaşamıştı. Prensin ailesinin onaylamadığı bu ilişki yüzünden sık sık basının ilgisini üzerine çeken Stark, daha sonra başkasıyla evlenmiş bir kız çocuğu dünyaya getirmiş ve kanserle mücadele etmişti.

Kate Middleton ise daha şimdiden tıpkı aşık olduğu prensin annesi Diana gibi 'kalplerin prensesi' unvanını almış gibi görünüyor. Görünüşe bakılırsa amca Prens Andrew ile yeğeni Prens Harry'nin kızlar konusundaki zevkleri birbirine çok yakın... Tek fark aşık oldukları kadınların kaderinin birbirinden farklı olması.










Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa